Bir Tabloyu Anlamak: Consequences of War

Bence yapılan bir sanat eserini tarif etmenin en ideal yolu, onu sanatçısının sesi olarak düşünmektir.

Doğaları gereği her zaman subjektif olan sanat eserleri, içlerinde hikayelerini saklarlar, biz izleyicilere de onları görebilmek ya da kendi perspektifimize göre yorumlamak kalır. Tabii bazı sanatçılar tablolarının hikayelerini göz önünde tutmayı sevse de Peter Paul Rubens gibi bazı sanatçılar ise hikayeleri çeşitli sembollerin arasına gizlemeyi tercih ederler. Ben de bu yazımda Rubens'in kullandığı sembollerin birkaçını inceleyecek ve tablo hakkında bildiklerimi size aktaracağım.

Tablo İngizlicede iki isimle anılıyor: Consequences of the War and The Horrors of War, yani Türkce çevirileriyle "Savaşın Sonuçları" ve "Savaşın Dehşeti". Rubens ismi konusunu ele veren bu eserini Avrupa'nın trajik otuz yıl savaşları süresince boyuyor. Aynı zamanda tablo, Rubens'ın kullandığı sembollerle ilgili kendi açıklamasına erişimimizin olduğu nadir eserlerinden biri; bu açıklama da Rubens tarafından Ferdinand II'nin (yani eserin komisyoncusu) saray sanatçısına yazılan bir mektuptan gelmekte.

Bu mektupta Rubens, tablosunun ana figürünün Mars (savaş tanrısı) olduğunu ve tablonun barış zamanlarında kapısı her zaman kapalı olan Janus tapınağının önünde geçtiğini belirtiyor. Zaten resme baktığımızda bu kapının açık olması dikkatimizi çeken ilk ögelerden biri, arka plandaki fırtınanın habercisi olan bulutlar ve renk tonlamarı da bize huzurun buralara uzun bir süredir uğramadığını göstermekte.

Resmin ikinci ana karakteri aşkın tanrıçası Venüs. Mars'ın sağ kolunu tutarken tasvir edilmiş. Hikayeye göre, burada Venüs sevgilisini savaştan vazgeçmeye ikna etmeye çalışıyor. Ancak resme bir kez daha bakarsanız Mars'ı tutan bir figür daha olduğunu fark edebilirsiniz: Fury (Yunan Mitolojisi, öfke) Alecto Mars'ı en iyi olduğu şeye yani savaşa doğru çekiyor. Burada aslında bir ikilem var: savaş ve aşk ama maalesef bu tabloda aşk savaşın hükmünde önemini yitiriyor.

Tabloya son bir bakış atarsak, yere düşmüş bedenlere odaklanabiliriz. Bu bedenlerin de her birinin farklı bir anlamı oldugunu söyleyebilirim size. Mesela sağ alt köşede mimarlığın acı çekişini görebilirsiniz çünkü barış zamanında üretilen güzel yapılar savaş esnasında yok olmaya mahkumdurlar. Son olarak solda, Avrupa'nın yıllarca birçok hastalık atlatmış, yorgun (tablo savaşın ilk 20 senesinden sonra yapılmış) halini siyaha bürünmüş bir kadın olarak bulabilirsiniz ve yanındaki çocuğun tuttuğu küre de Hıristiyanlık'ı temsil etmektedir çünkü bütün bu savaşların ana kaynağı mezhep ayrımıdır.

Previous
Previous

Poor Things (Zavallılar) Film Analizi

Next
Next

Selanik Gezisi Planlayanlar İçin Bir Takım Öneriler